ABD’nin Utah eyaletinde geçtiğimiz yıllarda yaşanan bir ölümlü kaza, Tesla’nın otonom sürüş teknolojileriyle ilgili tartışmaları tekrar gündeme taşıdı. Model 3 adlı Tesla aracının otopilot modundayken karıştığı kazada hayatını kaybeden 34 yaşındaki motosikletli Landon Embry’in ailesi, şirket ve aracın sürücüsüne karşı dava açtı.
Kaza, Tesla‘nın otopilot yazılımının motosiklet gibi daha küçük ve daha az algılanabilir araçları tespit etmede yetersiz kaldığı iddialarını beraberinde getirdi. Embry’nin ebeveynleri, Tesla’nın aracının otopilot sensörlerinin motosikletin varlığını algılaması gerektiğini ve bu şekilde kazanın önlenebileceğini iddia ediyor. Kazanın yaşandığı sırada Model 3‘ün 120 km/sa hızla ilerlediği bilgisi de davanın odak noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
Dava dosyasında, Tesla‘nın otopilot yazılımının ve aracın güvenlik özelliklerinin “kusurlu ve yetersiz” olduğu iddiaları yer alıyor. Aile, bu kusurların neden olduğu kazanın sonucunda trajik bir kayıp yaşadıklarını ve bu durumun sorumlularının adalet önünde hesap vermesi gerektiğini savunuyor.
Tesla’ya otopilot davası, ne yaptın Elon Musk?
Tesla ise daha önce yaptığı açıklamalarda, otopilot sisteminin sürücülerin dikkatini sürekli olarak yola vermesi gerektiğini ve sürücünün her zaman aracı kontrol etmesi gerektiğini vurgulamıştı. Şirket, otopilotun sadece ileri seviye bir sürüş yardımcısı olduğunu ve sürücülerin daima hazır olmaları gerektiğini belirtmişti.
Öte yandan, otonom sürüş teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, bu tür davalarda teknolojinin sınırları ve güvenlik standartları da mercek altına alınıyor. Embry ailesinin açtığı dava, hem Tesla‘nın hem de otonom sürüş teknolojilerinin geleceği üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Bu süreç, otomotiv endüstrisinde otonom sürüşün etik, yasal ve teknik boyutlarının yeniden değerlendirilmesine yol açabilir.
